Kayıtlar

Ocak, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Karadeniz'den gelen çölleşme

Bu köşeden uzun zamandır çeşitli vesileler ile ülkemizin ikliminin hızla değiştiğini, bu amaçla yerel bazda yapabileceklerimizle beraber aslında uluslar arası bir mücadele yürütmemiz gerektiğini dile getiriyorum. Bunlara son örnek de Durban’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Toplantısı idi. Hatırlayacaksınız, bu toplantı dünyamızı yakından ilgilendirdiği için, ben de Çanakkale’de sizleri elimden geldiği kadar bilgilendirmek istedim. Tam 4 hafta ardı ardına bu toplantılar ve görüşmeler hakkında yazılar yazdım. Devamlı okuyucular hatırlayacaktır, bu toplantılar ile ilgili yazılarımdan bir tanesinde sizlere İngiltere Coğrafya Enstitüsünün toplantı esnasında dağıttığı Türkiye raporundan bahsetmiş idim. Özellikle sıcaklık artışlarının +2 dereceyi bulacağı ve su seviyesi yüksekliklerinin de metrelerle ölçülebileceği tahminlerini yapan raporun çevirisi ile uğraşan derneğimiz uzmanları benzer öngörülerde de bulunmuşlardı (bakınız www.troyacevr

Kyoto sonrası için bir umut ışığı (acaba?)

Yine gazetemizin bu köşesinde 25 Aralık 2011 tarihinde, Durban’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) taraflar konferanslarını yerinde izleyen Üniversitemiz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Murat Türkeş’in genel değerlendirmelerini maddeler halinde vermiştik. Tahmin ederim ki, okurların da dikkatini iki temel konu üzerindeki uzlaşma çekmiştir. Bunlardan biri, iklim değişikliği konusunda tek mutabakat metni olan Kyoto sözleşmesi sonrası ve bu sürecin finansmanı. Her iki başlık da çok büyük bir önem arz etmektedir. Onun için bu konuları biraz açmak tahminimce daha aydınlatıcı olacaktır. Japonya’nın Kyoto kentinde 1997 yılında yapılan taraflar konferansında imzalanan Kyoto Sözleşmesi, iklim değişikliği alanında hükümetleri bağlayıcı en önemli uluslar arası metin idi. Bazı gelişmiş ülkeler taraf olmasa bile, sözleşme hakkında görüşler bildirdi. Mesela Kanada, taraf olmadığı bir sözleşmenin sonrası sürecine de katılmayacağını dile getirdi. Ülkemi