Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Enerji verimliliği ve yerel deneyimler

Resim
İlki 1973’de yaşanan petrol krizi sonrasında bütün dünyada petrolün yerini alabilecek olan enerji kaynakları için arayışlar başladı. Bugün ise, Japonya’da yaşanan felaketten sonra nükleer tehlikenin ne kadar korkutucu sonuçlardan biri olarak görüldü. Gerçi bundan daha büyük bir felaketi 1986 yılında Çernobil felaketi ile yaşamıştık. Fakat “özgür” batının ve gelişmiş sanayi kapitalizminin egemen olduğu bir yerde yaşanmadığı için o günlerde çok önemsenmedi. Tarihsel sürece baktığımızda bu iki dönüm noktası, insanlık ırkını farklı biçimlerde düşünmeye itti. Petrol krizi sonrasında, özellikle de nükleer teknolojide gelişmeler sonucunda çok büyük nükleer santraller kuruldu. Buna biraz da o günlerin siyasal konjonktürü de ivme kattı. Ama aynı zaman diliminde insanoğlu temiz enerji kaynakları dediğimiz rüzgar, güneş ve jeotermali de keşfetti. Bu yıl Japonya’da yaşanan büyük deprem ve arkasından gelen dev tsunami, nükleer enerjinin ne kadar tehlikeli olduğunu bütün dünya liderlerine göste