Durban’a Çanakkale’den bakmak

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 17. Taraflar Konferansı bu hafta başladı. Güney Afrika’nın Durban şehrinde düzenlenen ve 9 Aralık’a kadar sürecek olan görüşmelerde 2 derecelik sıcaklık artışının önüne geçilmesi için sera gazı salımını azaltma hedefleri, azaltım ve uyum alanında finansal kaynakların yönetimi, düşük karbon ekonomisine geçiş ve teknoloji transferi gibi hayati konular tartışılacak. Görüşmelerin başladığı Pazartesi gününden bu yazıyı sizler için hazırladığım Cuma öğleden sonrasına kadar, zirvede en çok konuşulan konuları kısaca özetlemeye çalışacağım.

Öncelikle bu zirveler hakkında kısaca söz etmek gerekirse, iklim değişikliğinin etkileri, bilim dünyasınca çok tartışılmaya ve sonuçları öne çıkarılmaya başladığı andan itibaren Birleşmiş Milletlerin ilgisini çekmiştir. Çanakkale’de birçok insanın bildiği ve önemsediği Rio toplantısı ile 1992 yılında imzaya açılan sözleşme, insan kaynaklı çevresel kirliliklerin iklim üzerinde tehlikeli etkileri olduğunu kabul ederek atmosferdeki sera gazı oranlarını düşürmeyi ve bu gazların olumsuz etkilerini en aza indirerek belli bir seviyede tutmayı amaçlamaktadır. 1994 yılında yürürlüğe giren sözleşmenin çok yüksek yaptırımı olmamasına rağmen, bu sözleşme kapsamında 1997 yılında imzalanan Kyoto sözleşmesi somut hedefler içermektedir. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1994 yılından bu yana her yıl taraflar konferansı düzenlenmektedir. Bu yıl 17. Taraflar Konferansı Güney Afrika Cumhuriyetinin Durban kentinde yapılmakta, seneye ise Katar’da yapılacağı duyurulmuştur.

Pazartesi:
Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliği konusundaki en üst düzey yetkililerinden biri olan Christiana Figueres, özellikle Dünya Meteoroloji Örgütü, Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli, Uluslararası Enerji Ajansı ve BM Çevre Programı gibi kurumların son raporlarının iklim değişikliğini durdurmak için acil eylem ihtiyacını ve alarm zillerinin çalmaya başladığını gösterdiğini bildirdi.
AB müzakerecisi Artur Runge-Metzger, Avrupa Birliği’nin Durban iklim değişikliği zirvesinde 2015’te yapılacak ve en geç 2020’de yürürlüğe girecek bir anlaşmanın yol haritasının oluşturulmasını istediğini belirtti.

Salı:
Çin baş müzakerecisi dün yaptığı açıklamada, Durban’daki iklim görüşmeleri için fazla iyimser olmadıklarını belirtti. Müzakereci Su Wei "beklentiler çok iyimser değil, yine de en azından gelişmiş ülkeler arasından Avrupa Birliği Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük dönemini göz ardı etmemek için istekliliğini açıkladı." dedi.
Greenpeace Yönetim Kurulu Üyesi Kumi Naidoo dün basın mensuplarına yaptığı açıklamada; iklim değişikliğinin Afrika gibi ülkelerdeki sonuçlarının görülmesine rağmen, bu durumun ABD gibi ülkelerin eyleme geçmesi için yeterli olmadığını belirtti. “ABD şimdi bir adım atmalı ve iklim kaosunun çözülmesi için dünyaya yardımcı olmalı. Durban görüşmeleri küresel iklim değişikliği müzakereleri için yeni bir dönüm noktası olmalı. Tüm dünyadaki insanların çıkarları için bir çözüm bulunmalı ama önemli olan dünyayı kirleten kesimin çıkarlarının arka plana atılması” dedi.

Çarşamba:
BM Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) İklim Zirvesi’nde açıkladığı yıllık iklim raporuna göre, 2011 yılı 1850’den beri ölçülen en sıcak 10’uncu yılı oldu. Raporda dünyada aşırı iklim olaylarının arttığı bildirildi.
Avrupa Birliği’nin Durban için çizdiği yol planı iklim değişikliği görüşmelerinin ilgi çeken konularından biri oldu.
Nobel ödüllü Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin başkanlığını yürüten bilim adamı Rajendra Pachauri yaptığı açıklamada iklim değişikliğinin insanları tehdit eden bir boyuta ulaştığını ve finansal maliyetleri artırdığını ama karbon salımlarının azaltılmasının uzun vadede faydalı olacağını söyledi.

Perşembe:
İklim zirvesinin üçüncü gününde müzakereciler ‘Yeşil iklim Fonu’nun önemine dikkat çekti. AB Baş Müzakerecisi Tomasz Chruszczow gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine uyumu ve etkilerini azaltmaya yardım için ayrılacak iklim fonu konferansın ‘en önemli konularından biri’ dedi.
BMİDÇS eski başkanı Yvo de Boer dün yaptığı açıklamada iklim zirvesinde özel sektörün önemini vurgulayarak ‘iş dünyasının netliğe ve hükümetlerden saygı görmeye ihtiyacı var. İklim değişikliğine karşı savaştaki başarı için iş dünyasının katılımı vazgeçilemez, iş dünyasının katılımı olmadan anlaşmanın uygulanabilir planlardan çok, kâğıttan kaplan olma riski var’ dedi.
16 sivil toplum kuruluşunun lideri ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a bir mektup göndererek, ABD müzakerecilerinin Durban’da ilerlemeye engel olmamalarını istedi. Mektupta müzakerelerde ABD’nin tavrı hakkında endişelerini dile getiren sivil toplum kuruluşları, ‘ABD küresel bir lider değil, ilerlemenin önündeki engel olarak görülme riski taşıyor dedi.

Cuma:
Bolivya, Durban iklim değişikliği müzakerelerinde orman koruma konusunda yeni bir öneri sundu. Fakat bu teklifin şu ana kadar diğer müzakerecilerden ilgi görmemesi hayal kırıklığı yarattı. Bolivya Baş Müzakerecisi Rene Orellana şu anda yürürlükte olan REDD (Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Ormansızlaşma ve Orman Bozulmasından Kaynaklanan Salımların Azaltılması ) politikasının yalnızca ormanların sağladığı karbon depolamasına önem verdiğini ve yerel toplulukların süreçteki rolünü göz ardı ettiğini söyledi.
BM iklim değişikliği müzakerelerinde, kıtlık ve sel gibi iklim değişikliğinin sonuçlarından en fazla etkilenen ülkelerden olan Az Gelişmiş Ülkeler Bloğu ve Küçük Adalar anlaşmanın en fazla bir yıl içerisinde sonlandırılması gerektiğine dair yazılı teklifler sundular. Bu durum Az Gelişmiş Ülkeler’i sadece zengin uluslarla değil aynı zamanda gelişmekte olan ülkeler olan Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerle anlaşmazlığa sokuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enerji üretiminde değişim ve Kooperatifler

TÜRKİYE'DE ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN İLK ADIMLARI

2009 Sakarya Ünivesitesi Kadın Sempozyumu Bildirisi