Durban’a Çanakkale’den bakmak (3)

İki hafta süren Durban’daki İklim Zirvesinde tartışılan konuları, ben de sizlere iki hafta üst üste süren yazılarla bilgilendirmeye çalıştım. Bilgileri de bizlere ileten tüm dostlara nezdiniz de teşekkür ettim. Ama sonuçları hakkında ayrıntılı bir yazı yazmaya fırsat bulamamış idim. Sağolsun, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinden Prof. Dr. Murat Türkeş hocamız, izlediği ve görüşmelere katıldığı zirvenin ayrıntılı bir sonucunu yazmış. Burada sözü tamamen kendisine bırakıyorum. Sonuç metninde maddeler halinde elde edilen sonuçları burada sizlerle paylaşmak isterim. Daha ayrıntılı olan tam metin ise, www.troyacevre.com adresinde okunabilir…

Prof. Murat Türkeş hocamızın tespitlerini tartışmayı ise önümüzdeki hafta yapacağız.

(1) Durban’da BMİDÇS’ye Taraf 194 ülke, “Kuvvetlendirilmiş Eylem için Durban Platformu konulu Çalışma Grubu” adı verilen bir Taraflar Konferansı kararları paketi üzerinde uzlaştı. Durban Platformu, temel olarak, tüm Taraflara uygulanabilecek olan bir protokolün ya da yasal bir düzeneğin başlatılmasını, Kyoto Protokolü için bir ikinci yükümlülük dönemi (birinci yükümlülük dönemi 2012 yılı sonunda tamamlanacak) ve Yeşil İklim Fonu’nun başlatılmasını içermektedir.

(2) Buna göre, Durban’da hükümetler, 2015 yılını geçmemek üzere iklim değişikliğiyle savaşım için evrensel ölçekte yasal bir antlaşmayı kabul etmeyi kararlaştırdı. Bunun için gerekli olan çalışmalar, Durban Platformu Çalışma Grubu altında hemen başlayacaktır.

(3) 35 gelişmiş ülkenin hükümetleri, Kyoto Protokolü’nün 1 Ocak 2013’te başlayacak olan ikinci yükümlülük dönemi konusunda uzlaştı. Konunun hızla netleşmesi için, bu ikinci yükümlülük döneminin Tarafları, ekonomi temelli hedeflerini niceliksel salım sınırlandırma ya da azaltma yükümlülüklerine ya da amaçlarına çevirecekler ve bu hedeflerini gözden geçirilmesi sağlamak üzere 1 Mayıs 2012’ye kadar sunacaklar. Bu koşul, Kyoto Protokolü hesaplama kuralları, düzenekleri ve karbon pazarlarının tümü küresel iklim eylemlerinin sürdürülmesi için etkinliklerini sürdüreceği ve gelecek antlaşmalara örnek oluşturacağı için, özellikle önemli bir uzlaşma noktası ya da karar niteliğini taşır.

(4) Durban Konferansı’nda farklı ülkelerin ortak ama farklılaştırılmış sorumlulukları dikkate alınarak, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan Taraf ülkelere, salım azaltımlarının bildirilmesi için gelişmiş bir çerçeve konusunda da uzlaşmaya varıldı.

(5) 2010 yılında Cancun’da oluşturulan Yeşil İklim Fonu’nun çalışmaya başlaması, gelişmekte olan ülkelerin kendilerini iklim değişikliğinin etkilerinden korumaları, düşük karbonlu ve yenilenebilir enerjileri içeren bir kalkınma yoluna erişmeleri ve var olan iklim değişikliğine karşı uyum çabalarına yardımcı olacaktır. Ancak, Fonun henüz bu amaçla harekete geçirebileceği hazır bir bütçesi yoktur. Bu bütçe için gerekli olan sermayenin en kısa sürede gelişmiş ülkelerce oluşturulması beklenmektedir.

(6) Bunun için, Tarafların Yeşil İklim Fonu’nun maliyetinin karşılanmasını sağlamak üzere, mali yükümlülüklerini 2012 yılı için bir an önce tamamlamaları gerekiyor. Kurulan Yeşil İklim Fonu Komitesi, BMİDÇS kapsamındaki iklim finasmanının gözden geçirmesini ve denetimini yapmakla ve taraflar Konferansına yardımcı olmakla görevlendirildi. Bu komite, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin arasında dengeli bir yapı oluşturularak, 20 üye tarafından temsil edilecek.

(7) Ayrıca, bu kapsamda, Fonun uzun süreli finasmanını sağlamaya yönelik bir özel çalışma programı üzerinde de anlaşmaya varıldı. Bu programın, gelecekteki iklim değişikliği finasmanının belirlenmesine katkı sağlaması ve çeşitli kaynaklardan gelecek olan mali kaynakların hareketi için söz konusu olan seçeneklerin çözümlemesini yapması beklenecektir.

(8) Taraflar şöyle ya da böyle Cancun Uzlaşmalarını sürdürebileceklerdir. Yeni önlemler, gelişmekte olan ülkelerin temiz ve düşük karbon teknolojilerine geçişlerini destekleyecek olan bir Teknoloji Düzeneği’nin oluşturulmasını, uyum amaçlı eylem ve çalışmalarının küresel ölçekte eşgüdümünü yapacak olan bir Uyum (Adaptasyon) Komitesi’nin kuruluşunu da içermektedir.

(9) Oluşturulan Teknoloji Düzeneği, 2012’de tümüyle uygulamaya girecektir. Bu kapsamda, bu Düzeneğin, tam ismi İklim Teknoloji Merkezi ve Ağı olarak kararlaştırılan bir uygulamalı kolu da yürürlüğe girecektir.

(10) 16 üyeden oluşan Uyum Komitesi ise, küresel ölçekte yürütülen uyum eylemlerinin ve çalışmalarının eşgüdümünü geliştirmeye yönelik çabalarını Taraflar Konferansı’na bildirecektir. Tüm yoksul ve iklim değişikliğine en çok duyarlı açık (etkilenebilirliği en fazla, etkiye en fazla açık) ülkelerin uyum kapasiteleri kuvvetlendirilecektir.

(11) Ulusal Uyum Planları gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğinden etkilenebilirliklerini değerlendirme ve azaltma olanağını sağlayacaktır. Etkilenebilirliği en çok olan Taraf ülkeler, iklim değişikliğiyle ilişkili ekstrem (uç, şiddetli) hava ve iklim olayları ve afetlerinin neden olduğu zarar ve kayıplara karşı en iyi korumayı alacaktır.

(12) Yukarıdakilerin dışında, Kyoto Protokolü Temiz Kalkınma Düzeneği kapsamında, hükümetler karbon yakalama/tutma ve biriktirme projelerine ilişkin işlemleri ya da kılavuzları da kabul etti. Bu kılavuzlar, çevresel bütünleşmeyi ve korumayı sağlamak üzere her beş yılda bir gözden geçirilecektir.

(13) Son olarak, ötekilerin yanı sıra, hükümetler Durban’da, gelişmiş ülkelere BMİDÇS altındaki hedef ve yükümlülüklerinin bir bölümünü yerine getirmelerine yardımcı olmak amacıyla, bir piyasa (pazar) temelli düzeneğin geliştirilmesi konusunda da anlaşmaya vardı. Bu yeni Pazar Düzeneği’nin ayrıntıları 2012 yılının sonuna kadarki görüşmelerde belirlenecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enerji üretiminde değişim ve Kooperatifler

TÜRKİYE'DE ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN İLK ADIMLARI

2009 Sakarya Ünivesitesi Kadın Sempozyumu Bildirisi