Durban’a Çanakkale’den bakmak (2)

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin, Güney Afrika’da Durban’da yapılan 17. Taraflar Konferansı iki hafta sürdü. Birinci haftada yaşananları, orada bulunan dost ve haber kanalları aracılığı ile sizlerle paylaşmış idim (Aynalı Pazar, 4 Aralık 2012). Bugün sizlere ikinci hafta yaşananları kısaca yine özetlemeye çalışacağım. Ama önemsenmesi gereken iki noktanın olduğunu burada dile getirmek isterim. Birincisi, Türkiye her yıl 700 sivil toplum örgütünü üye olduğu İklim Eylem Ağı tarafından verilen “yılın fosili” ödülünü aldı. Yaptıkları basın açıklamasında bu ödülü neden Türkiye’ye verdiklerini şöyle açıkladılar: “Türkiye sera gazı emisyonlarını 1990’dan bu yana yüzde 98 oranında arttırdı ve bugüne kadar bu eğilimi tersine çevirecek bir hedef veya taahhüt almamayı da başardı. Türkiye, finansal kaynaklarını daha fazla kömür santrali, iki nükleer santral ve karayolu yapımına harcıyor. 15 bin kilometre uzunluğunda yeni duble yol ve İstanbul’a yapılması planlanan 3. köprü örnekler arasında”. Gerçek bir ironi. Bizim övündüğümüz tüm unsurların aslında dünyanın dengesini ne kadar etkilediğini bu açıklamadan da görebiliyorsunuz. İkincisi ise, Türkiye ile ilgili olarak İngiltere Meteoroloji Enstitüsünün açıkladığı rapor. Bu rapor, önümüzdeki yüzyılda iklim değişikliğinin etkilerini en çok görecek yerlerden birisinin ülkemiz olacağı gerçeğini ortaya koyuyor. Yüzyılın sonuna kadar bazı bölgelerde ısı artışı +4 dereceyi bulacak, su seviyesi ise yaklaşık 5 metre yükselecek. Her iki rakamı Çanakkale için düşünmenizi öneriyorum. Rapor ile daha ayrıntılı bir yazıyı gelecek hafta yapacağımı ifade ederek, Durban’daki ikinci hafta yaşananları özetliyelim.

Pazartesi:
Cumartesi ve Pazar günü resmi müzakerelere paralel olarak iş dünyasının önemli liderlerini bir araya getiren Dünya İklim zirvesi gerçekleştirildi. Zirvenin açılışını Güney Afrika Devlet Başkanı Zuma yaptı. Enerjisinin %90'nini kömürden elde eden Güney Afrika’nın başkanı olarak Zuma'nın konuşması merakla bekleniyordu. Zuma konuşmasında özellikle yeşil ekonomi ve yeşil büyümenin toplumun tüm kesimlerini kapsaması gerektiğini, gençler için umut ve yeni fırsatların yaratılmasının öneminin altını çizdi. Müzakerelerin Afrika kıtasında gerçekleştirilmesi nedeniyle özellikle yoksulluk, gıda güvenliği, suya erişim ve kırsal kalkınma konuları önceki zirvelerden daha çok tartışılıyor. Zuma konuşmasında yeşil ekonomiden fayda sağlayacak mutlu bir azınlık yerine, tüm sınıfların maksimum fayda sağlayacağı yeni bir ekonominin yaratılması gereğini vurguladı. Güney Afrika'nın ise özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açacak yeni düzenlemeleri hayata geçirdiğini ancak kömür kullanımının da devam edeceğini söyledi.

Salı:
Durban Zirvesi kapsamında önemli bir toplantı da yerel yönetimlerden geldi. 2-4 Aralık tarihleri arasında yerel yönetimleri ve belediyelere yönelik çalışma yürüten derneklerden 700’e yakın katılımcı kentlerin iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerden etkilenmesini engelleyecek önlemleri tartıştı. Toplantının ilgi çekici tarafı da 100’e yakın belediye başkanının da süreci takip ediyor olmasıydı. 3 günlük Yerel Yönetimler Zirvesi’nin sonunda Durban İklim Değişikliği Uyum Bildirisi metni 28 ülkeden 114 belediye başkanı tarafından imzalandı. Bildiride öne çıkan konular arasında, riskin azaltılması amacıyla iklim değişikliğine uyum sürecinde atılacak adımların sürekliliğinin sağlanması için belediyelerin planlama belgelerinin içerisinde yer alması, uyum ve azaltım stratejilerinin birbirlerini destekleyecek şekilde geliştirilmesi gibi noktalar yer alıyor.

Çarşamba:
Global Business Day kapsamında gerçekleştirilen oturumlar, iş dünyasından üst düzey isimlere ve müzakerelerin kilit isimlerine konuşmacı olarak ev sahipliği yaptı. Durban Debate olarak adlandırılan panele Türkiye İklim Değişikliği Liderler Grubu Sözcüsü ve Arçelik CEO’su Levent Çakıroğlu da katıldı. Panelin diğer katılımcıları arasında Dünya Bankası İklim Değişikliği Özel Temsilcisi Andrew Steer, Deutsche Bank Group Başkan Yardımcısı Caio Koch-Weser, Eskom CEO’su Brian Dames, Alstom CEO Yardımcısı Philippe Joubert yer aldı. Arçelik CEO’su Çakıroğlu yaptığı konuşmada enerji verimliliğinin yenilenebilir enerjiden çok daha yüksek bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Uluslararası yeni bir iklim değişikliği rejiminin varlığından bağımsız olarak şirketlerin kendi iş fırsatlarını yaratabileceklerini ve harekete geçmek için hükümetlerin kararlarını beklemeye gerek olmadığını da belirtti.

Perşembe:
Almanya merkezli Germanwatch, 200 iklim uzmanıyla yaptığı yıllık 'İklim Değişikliği Performans Endeksi'ni açıkladı. Tamamen standart kriter ve verilere dayanarak yapılan bu endeks, 58 ülkenin iklim değişikliği konusundaki politikaları, saldıkları karbondioksit oranları ve emisyonlarına göre hesaplandı. Endekse göre hiçbir ülke 'Çok iyi performans' gösteremedi. İyi kategorisine giren ilk üç ülke İsveç, İngiltere ve Almanya. Türkiye sondan dördüncü olarak endekste en kötü performans gösteren ülkeler arasına girdi. Bizden sonra gelen, en kötü performansa sahip üç ülke ise sırasıyla Kazakistan, İran ve Suudi Arabistan. Ayrıca Türkiye hükümeti, 'iklim değişikliği politikaları' başlığı altında en berbat kategorideki beş ülke arasında. Bir numarada Suudi Arabistan var. Diğerleri ise Kanada, İran, İtalya...

Cuma:
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon yaptığı açıklamada Durban’da iklim değişikliği ile ilgili bağlayıcı bir anlaşmaya ulaşılamayabileceğini açıkladı. Çarşamba günü görüşmelere katılan üye ülkelere, ülkelerine geri dönüp kendi yasalarını ve stratejilerini iklim değişikliğiyle savaşa uygun hale getirmeleri konusunda uyardı.”Bağlayıcı bir anlaşmayı beklemeyin. Bu yıllar sürebilir. Bütün üye ülkeler kendi önlemlerini almalılar” dedi. “Geçen yıl en yüksek karbon salımıyla karşılaştık. Eğer hala bu şekilde davranmaya devam edip işin gereği bu dersek yakında hiçbir iş yapamıyor duruma geleceğiz. Harekete geçmeli, temiz politikalar üretmeye ve yeşil girişimlerde bulunmaya devam etmeliyiz” diye ekledi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Durban kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği 17. Taraflar Konferansının yüksek düzeyli oturumunda, dünyanın ekonomik ve finansal kriz, değişken enerji ve gıda fiyatları, politik ve siyasi dönüşüm ve iklim değişikliği gibi ciddi küresel sorunlarla karşı karşıya olduğunu hatırlatarak, tüm bunların dayanışma içinde hareket ederek yeni fırsatlara ve pozitif sonuçlara döndürülmesinin mümkün olduğunu belirtti. İklim değişikliğiyle mücadelenin acil eylemler gerektirdiğine vurgu yaparak sera gazı emisyonlarının kontrol altına alınmasının Türkiye için de önemli bir öncelik olduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye’nin kişi başına düşen sera gazı emisyonlarının 5 ton ile OECD ortalamasının 3′te biri, Avrupa Birliği ortalamasının ise yarısı kadar olduğunu kaydetti. Bakan Yılmaz, uluslararası işbirliği ve destekle bu mücadeledeki katkılarını artırabileceklerini, 2012 sonrası iklim rejiminde temel aktör durumundaki ülkelerin hedefe odaklı anlamlı bir çoğunluk oluşturması halinde Türkiye’nin de sürece katkı vermeye hazır olduğunu bildirdi.

Cumartesi:
Durban görüşmeleri sona ermeden son dakika anlaşması ABD’nin Avrupa Birliği’nin yol haritasını yeni bir küresel anlaşma olması konusunda desteklemesiyle ihtimaller arasına girdi. Şimdi gözler dünyanın en çok karbon salımına sahip olan ülkesi Çin’e çevrilmiş durumda. Hindistan AB’nin planını reddetmiş durumda fakat diğer gelişmekte olan ülkeler olan Brezilya ve Güney Afrika plan üzerinde müzakere edilebileceğini bildirdi. Görüşmelerin bitimine bir gün kala ABD’nin AB planını destekleyen sözleri şaşkınlığa neden oldu. ABD iklim elçisi Todd Stern yaptığı açıklamada “AB yeni bir yol haritası sundu, biz de destekliyoruz” dedi. Avrupa Birliği iklim müzakerecisi Connie Hedegaard ise “AB’nin yol planının Durban’da en yoğun tartışılan konulardan biri olması çok cesaret verici” dedi.

Not: Tüm haberler ve bilgiler, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden ve derneğimiz destekçilerinden Prof. Dr. Murat Türkeş, REC Türkiye’den Kerem Okumuş, Heinrich Boell Stiftung Derneğinden Özgür Gürbüz, Açık Radyo’dan Ömer Madra, Ankara 350 platformundan Önder Algedik ve bbc’den derlenerek alınmıştır. Özellikle sosyal medya aracılığı ile bizlere oradaki atmosferi her dakika yansıtan dostlara çok teşekkür ederiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enerji üretiminde değişim ve Kooperatifler

TÜRKİYE'DE ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN İLK ADIMLARI

2009 Sakarya Ünivesitesi Kadın Sempozyumu Bildirisi