Ha Gayret!!!

Galiba bu sene lüfer yiyebileceğiz, ama asıl önümüzdeki sene için çok daha fazla umutluyum. Hatırlayacaksınız, 26 Haziran 2011 tarihli köşemde “Bu yıl Lüfer yiyebilecek miyiz” diye sormuştum. İçime az da olsa bir umut ışığı belirdiğini söylemem gerek. Hatırlayacağınız gibi, lüfer balığının yavru iken (çinekop ve sarıkanat) yakalanması sonucu, lüfer balığı büyüyemiyor idi. Tarım ve Orman Bakanlığının yayınladığı genelgelerde ise hangi boyda yakalanacağı belirtiliyordu. Bu güne kadar, lüfer için genelgede belirtilen yakalama boyu 14 cm idi. Bunun çinekop için uygun bir boy olduğunu ve bu aşamada da yakalanmasının lüfer olmasını engellediği için zararlı olduğunu belirten iki başarılı kampanyadan da sizlere bahsetmiş idim. Birincisi Greenpeace örgütünün “seninki kaç santim” isimli kampanyası; diğeri ise Fikir Sahibi Damaklar hareketinin kampanyası ise “Lüfer Koruma Timi” idi. Her iki kampanya için Çanakkale’mizde de eylemler gerçekleştirildi. Greenpeace örgütünün gönüllüleri, Çanakkale Kıyı Balıkçılığı Kooperatifi ile ortak olarak boğazda trolleri protesto eden bir kampanya gerçekleştirdi. Hatta bu eyleme sayın Valimiz ve sayın Belediye Başkanımız da katıldılar. Çok da etkili olan eylem sonrasında sayın Valimizin de duyarlılığı ile Trollerle balık avcılığı 6 deniz mili sınırının dışında, yani uluslar arası sularda, izin verildi. Bu uygulamanın halen devam ettiğine inanıyorum. İkinci kampanya ise, Çanakkale’de bazı restoranlarda uygulandı. Burada isimlerini özellikle anacağım iki restoran (kampanyaya katılan başka restoranlar da var idi tabii) , kampanyayı öyle bir sahiplendi ki, kampanya afişlerini çıkarmamakta direndi. Saat kulesi meydanına bakan KÖFTECİ MÜMİN ve Fetvane Sokaktaki SARDUNYA EV YEMEKLERİ bu iki restoran. Kendilerine buradan çok teşekkür ediyoruz. Bayramdan önce Tarım Bakanı, toplumsal duyarlılığı da göz önüne aldığını ifade ederek, lüfer için av sınırlamasını 20 santim olarak belirledi. Kampanyalara gönül veren herkes için bu ifadeler tam bir bayram hediyesi idi. Ama asıl sevinci belki çocuklarımızın da artık lüfer yiyebilme olasılıklarının artması nedeni ile hepimiz duymalıyız. 20 santimlik yakalama boyutunun yeterli olmadığını söyleyen bazı bilim insanları bile, bunun sonucunda bir umut gördüklerini ifade etmekten de kendilerini alamadılar. Buna karşın “Türkiye Profesyonel Balıkçıları” adıyla, kim oldukları belli olmayan bir grup, gazetelere tam sayfa ilanlar vererek, uygulamanın iptal edilmesini talep ettiler. Bir göç balığı olduğunu ifade ettikleri lüfer için, “eğer biz yakalamazsak başkaları yakalayacak” şeklinde bir ifadeye gelen açıklama yaptılar. Ama unuttular ki, diğer ülkelerde zaten bu av yasakları mevcut idi. Evet. Şimdilik kamuoyunun istediklerine ve dileklerine kulak veren bir bakanlığımız mevcut. Daha bu sabah balıkhanemizde de balıkların duvarlardaki fayansların üzerinden ölçülerek müşteriye sunulduğunu gözlemledim. Gerçekten çok sevindim. Bu duyarlılığı devam ettirirsek, çocuklarımızın geleceğini kurtarmış olacağız. Onların da lüfer yiyebilmesine imkan sağlayacağız. Devam edin. Not: eğer bir yerde olması gerekenden daha kısa lüfer satıldığına tanık olursanız, lütfen 174’ü arayınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enerji üretiminde değişim ve Kooperatifler

TÜRKİYE'DE ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN İLK ADIMLARI

2009 Sakarya Ünivesitesi Kadın Sempozyumu Bildirisi