2009 Sakarya Ünivesitesi Kadın Sempozyumu Bildirisi

Erkek Egemen İş Alanlarına Yönelen Kadınlar
Bir Örnek Model Olarak YÜZÜ GÜLEN OPERATÖRLER Projesi




Oral KAYA


ÖZET
Tüm toplumlarda tarihsel süreç içerisinde bakıldığında kadın ile erkek arasındaki biyolojik farklılık zaman içerisinde toplumsal bir farklılığa dönüştürülmüştür. Çalışma yaşamında da bazı mesleklerin erkek temelli olarak tanımlandığı görülmektedir. Çalışmamızda geçmişten günümüze kadın nüfusun istihdamı, üretime katkısı, meslek grupları açısından istihdam oranları değerlendirilecektir. Ayrıca, erkek egemen meslek olarak tanımlanan iş makinelerinin kullanımına yönelik olarak Çanakkale’de uygulanan YÜZÜ GÜLEN OPERATÖRLER isimli örnek proje irdelenecektir.


ABSTRACT
When we look at the historical process; in all communities, the biological differences between men and women have been transformed into the social differences as the time passes. In working life, ascriptive characteristics tend to determine the kind of work people to do, so some professions define as if they belong to the man. In this study, we tried to give some information about the employing of the women, their contributions to production, their employing ratio in the different professional groups. Besides, we also effort to analyze the sample project called “Smiling Operators” implemented in Çanakkale. This Project is about the driving and using of the working machines defined as a male profession


GİRİŞ
Dünya üzerindeki tüm toplumlarda kadın ilk çağlardan bugüne kadar uzanan süreç içerisinde aile hayatı ve ekonomik hayata aktif katkı sağlamıştır. İlkel toplumlarda erkek ve kadının işbölümü ikisine de önemli görevler vermekteydi. Ancak yerleşik yaşama geçildiğinde egemenlik için yapılan savaşlar, fiziksel güç gerektiren işler artmaya başlamış ve erkeğin toplumsal statüsü gelişirken kadınınki gerilemeye başlamıştır. Ataerkil toplumsal yapıların ortaya çıkması cinslerarası eşitsizliğin zaman içerisinde toplumsal bir bakış açısına dönüşmesine yol açmıştır.

Birçok toplumda kültürel yapının kadına bakışı, kadına biçilen roller, yüklenen sorumluluklar, dini inanışlar, toplumsal yargılar, kadına tanınan haklar farklılıklar göstermektedir. Hatta aynı ülkenin farklı bölgelerinde bile büyük farklılıklara rastlanabilmektedir. Kadınlara yasal haklar tanınarak toplumsal statüsü yükseltilmeye çalışılmışsa da hak tanınmasıyla tanınan hakların uygulanması aşamasında büyük farklılıklar vardır.

Çağlar boyunca kadın erkeğin yanında aile hayatına ve ekonomik hayata önemli bir katkı sağlamasına rağmen ekonomik gelir karşılığı ücretli kadın işgücünün ortaya çıkması Sanayi Devriminden sonra olmuştur. Savaş yıllarında kadın işgücü istihdamının arttığı görülmektedir. Özellikle II.Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda uluslararası düzenlemelerle kadın işgücü lehine hukuksal düzenlemeler yapılmıştır.

Türk kadını tarihi metinlerde belirtildiği gibi devlet yönetiminde etkin bir roldeyken, göç ettiği yerlerdeki kültürlerin özellikle Arap kültürünün etkisiyle zaman içerisinde toplumsal statüsü azalmış, sadece aile hayatı içerisinde eş ve anne rolü uygun görülmüştür. Kentlerde yaşayan kadının statüsü daha da gerilemiş olmasına rağmen kırsal kesimdeki kadın tarımsal üretime katkısı nedeniyle bu kısıtlamaları çok fazla hissetmemiştir.

Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımı olan Tanzimat (1839) Türk kadını açısından büyük bir yeniliği getirmiş, eğitim olanaklarına kavuşmasını sağlamıştır. Cumhuriyet döneminde kanuni düzenlemelerle Türk Kadınına birçok hak tanınmasına ve köklü değişiklikler yapılmasına ve olumlu gelişmeler izlenmesine rağmen günümüzde hala kadın işgücü konusunda istenen düzeye gelinememiştir.

Ülkelerin gelişmişlik düzeyinde kadınların sosyo-ekonomik hayata katılımları önemli bir yer tutmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde erkek işgücü ve kadın işgücü oranları arasında önemli farklar görülmektedir. Bunun önemli nedenlerinden biri gelişmekte olan toplumlarda kadının ücretli işgücü olarak sosyo-ekonomik hayata katılmasının yanında geleneksel ve kültürel yapının onlara vermiş olduğu rolü de beraberinde yerine getirmesi beklenmektedir.

Kadın Nüfusun Faaliyetleri
Kadın nüfusun belirli bir ücret karşılığı istihdam edilerek işgücüne katılımı ve belirli bir ücret ödenmeksizin ev ve aile işlerindeki çalışmaları farklı iki alanda değerlendirilmektedir. Ev işleri ve çocuk yetiştirilmesinin iktisadi değerinin olduğu yadsınamadığı halde ekonomik anlamda ölçülebilirliğinin olmaması nedeniyle iktisadi değeri olmayan faaliyetler olarak nitelendirilmektedir.

Kadınlara tanınan haklar, kanuni düzenlemeler, eğitim olanaklarının artması kadınların çalışma hayatında yer almasına ve iktisadi değeri bulunan işgücüne katılımının artmasını sağlamıştır. Ancak bu olanaklar ülke bütünde homojen bir dağılım göstermediği gibi iktisadi faaliyet kollarında da homojen bir dağılım göstermemektedir. Bazı faaliyet kollarının kadın temelli, bazı iş kollarının da erkek temelli işler olarak tanımlanması nedeniyle bu faaliyet kollarını da cinsiyet ayrımı olan kalıplaşmış bir hale getirmiştir.

Türkiye Genelinde Kadın Nüfusun İstihdamı
Ülkemizde işgücüne katılımın düşük olmasının iki temel nedeni vardır. Birincisi; genel olarak nüfusun eğitim düzeyinin düşük olmasıdır. Eğitim düzeyi arttıkça işgücüne katılım oranı da artmaktadır. Özellikle tarım dışı sektörler açısından eğitim daha büyük önem taşımaktadır. Bütün ekonomilerde, yapısal değişimle birlikte eğitimin, istihdam ve işgücüne katılımdaki rolü artmaktadır. Nitekim ülkemizde de eğitim düzeyi yükseldikçe, işgücüne katılım oranları artmaktadır. 2006 yılı verilerine göre işgücüne katılım oranı, okur yazar olmayanlarda % 20.3 lise altı eğitimlilerde % 46.9, lise ve dengi okul mezunlarında % 57, yüksekokul ve fakülte mezunlarında ise % 78.5’tir. İşgücüne katılımın düşük olmasının ikinci nedeni, kadınların işgücüne katılımının çok düşük olmasıdır. Türkiye’de 2006 yılı için % 71.5 olan erkeklerin işgücüne katılım oranı, Avrupa Birliği ortalamasına oldukça yakındır. Bununla birlikte kadınların işgücüne katılım düzeyi oldukça düşüktür (% 24.9). Kadınların işgücüne katılım oranının bu denli düşük olması, toplam işgücüne katılım oranını da aşağı çekmektedir (% 48) (TÜİK, İşgücü, İstihdam Ve İşsizlik İstatistikleri Sorularla Resmi İstatistikler Dizisi-1, 2007:32-33).


Çalışma Yerinin Özelliğine Göre Kadın Nüfusun İstihdamı

TABLO-2: Çalışma Yerlerine Göre İstihdam Edilenler (15+yaş) (Bin)
Yıl / Cinsiyet
(1988-2006) Tarla Düzenli Sokak Ev Diğer
Erkek 11.662 55.456 6.444 129 15
Kadın 10.365 16.227 249 965 2
Kaynak: TÜİK, İstatistik Göstergeler 1923-2007



Grafik:2 Çalışma Yerlerine Göre İstihdam Edilenler (15+yaş)

Kadın nüfusun %37’si tarlada ve %59’u düzenli alanlarda, %3’ünün de evlerde çalıştığı görülmektedir.



Evlere gündelikçi olarak giden kadınlar aslında kayıt dışı ekonominin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Ancak kadınlar bunu kendilerinin istihdamı olarak algılamamakta, sadece eve katkı için yaptıklarını ifade etmektedirler. Bu da işgücü oranlarının belirlenmesinde yanlış veriler ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülkemizde kadın nüfus genellikle tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak önemli bir yer tutmakla birlikte kendi hesabına çalışan ve işverenlerin oranı oldukça düşüktür. Ayrıca evlerde istihdam edilen kadın işgücü oranına baktığımızda kadınların kendi evlerinde çalışmaları ve kendi çocuklarını yetiştirmeleri iktisadi bir faaliyet olarak algılanmadığı için değeri ölçülememektedir. Düzenli çalışma alanlarındaki oranın aşırı düşüş sergilemesi konuyu birçok açıdan ele almak gerektiğini göstermektedir. Kırsal alandan kente göç, okullaşma ve mesleki eğitim açısından kadınlarda istenen seviyeye ulaşılamaması, nitelikli işgücü olarak yetiştirilememeleri, kentleşmeyle birlikte kadının çalışma hayatından uzaklaşması, töre ve geleneklerin etkisinin kentleşmenin etkisiyle daha fazla hissedilmesi, kayıt dışı istihdamın artması, kadın nüfusun kendi evine ve ailesine zaman ayırmak amacıyla daha çok yarı zamanlı işlerde çalışmak istemesi bu oranlardaki düşüşün nedenleri arasındadır.

İşteki Durumuna Göre Kadın Nüfusun İstihdamı
Ücretli veya maaşlı statüde çalışan kadın işgücü oranlarının bilgi teknolojileri, mesleki eğitimler ve uzaktan eğitim gibi eğitim olanaklarının arttığı 2000’li yıllarda %20’lerin üzerine çıkamaması kadın işgücü istihdamındaki aile yapısı, gelenekler vb. engelleyici faktörlerin hala etkin olduğunu göstermektedir. İşveren oranları ise yok denecek kadar azdır. Bunun temelinde kadın nüfusun ekonomik özgürlüğünün olmaması ve bir işletme kurarak işveren konumunda olacak sermaye birikimine sahip olamamaları, sermayeleri olsa dahi çocukluktan itibaren erkek egemen bir toplumda böyle bir müteşebbis olabilme ruhuyla yetiştirilmemeleri, bu yönde eğitim almamaları yatmaktadır. Kendi hesabına çalışan kadın işgücü oranları 1980’li yıllardan bu yana %7’lik bir artış göstermesine rağmen tatmin edici bir düzeye ulaşmamıştır. Oysa ücretsiz aile işçisi olarak istihdam edilen kadın işgücü 80’li ve 2000’li yıllarda aynı oranda kalmıştır. Bu da toplumun kırsal kesiminde kadına bakışın aynı seviyede olduğunu, çok önemli bir değişiklik yaşanmadığını göstermektedir.

TABLO-3: İşteki Durumuna Göre İstihdam Edilenler (15+yaş) (Bin)
Cinsiyet
(1988-2006) Ücretli veya Maaşlı Yevmiyeli (Mevsimlik, Arızi, Geçici) İşveren Kendi Hesabına Ücretsiz Aile İşçisi
Erkek 32.227 6.478 5.054 22.075 7.872
Kadın 7.957 1.351 196 2.729 15.576
Kaynak: TÜİK, İstatistik Göstergeler 1923-2007

Grafik:3- İşteki Durumuna Göre İstihdam Edilenler (15+yaş)

Kadın nüfusun %55’inin ücretsiz aile işçisi, %29’unun ücretli veya maaşlı, %10’unun kendi hesabına, %5’inin yevmiyeli ve %1’inin işveren olarak çalıştığı görülmektedir. Buna karşın erkek nüfusun oranlarına bakıldığında ücretsiz aile işçisi oranının %11 oranında gerçekleştiği görülmektedir.


Meslek Gruplarına Göre Kadın Nüfusun İstihdamı
En yüksek istihdam oranının %46 ile tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve avcılar alanında olduğunu görmekteyiz. Burada yine ücretsiz aile işçisi olarak istihdam edilen kadın işgücünün fazlalığı dikkat çekmektedir. En az kadın işgücü istihdamının ise %0.8’le müteşebbisler, direktörler ve üst kademe yöneticileri alanı ile %0.9 ile tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar ve ulaştırma makineleri kullananlar alanında olduğu görülmektedir. Bu alanların genellikle erkek temelli meslek grupları arasında yer alması, toplumun bu alanlara bakış açısında cinsiyet ayrımı yapıldığının bir göstergesidir. İdari Personel ve benzeri çalışan oranlarının kademeli olarak artması eğitim alabilme imkanına sahip olan kadın işgücüne dayalı beşeri sermayenin toplumda kadına uygun alanlar olarak tanımlanan alanlara kaydığını ortaya koymaktadır.

TABLO-4/a: Meslek Gruplarına Göre İstihdam Edilenler (15+yaş) (Bin)
Yıl / Cinsiyet

(1988-2003) İlmi ve Teknik Elemanlar, Serbest Meslek Sahipleri ve Bunlarla İlgili Meslekler Müteşebbisler, Direktörler ve Üst Kademe Yöneticileri İdari Personel ve Benzeri Çalışanlar Ticaret ve Satış Personeli Hizmet İşlerinde Çalışanlar Tarımcı, Hayvancı, Ormancı, Balıkçı ve Avcılar Tarım Dışı Üretim Faaliyetlerinde Çalışanlar ve Ulaştırma Makineleri Kullananlar Meslekleri Tayin Edilemeyenler
Erkek 3.742 1.740 2.753 6.926 5.981 17.363 18.213 466
Erkek %67 %92 %64 %90 %87 %54 %91 %81
Kadın 1.809 147 1.553 727 893 14.879 1.880 110
Kadın %33 %0.8 %36 %10 %13 %46 %0.9 %19
Kaynak: TÜİK, İstatistik Göstergeler 1923-2007

TABLO-4/b: Meslek Gruplarına Göre İstihdam Edilenler (15+yaş) (Bin)
Yıl / Cinsiyet
(2001-2006) Kanun Yapıcılar, Üst Düzey Yöneticiler ve Müdürler Profesyonel Meslek Mensupları Yardımcı Profesyonel Meslek Mensupları Büro ve Müşteri Hizmetlerinde Çalışan Elemanlar Hizmet ve Satış Elemanları Nitelikli Tarım, Hayvancılık, Avcılık, Ormancılık ve Su Ürünleri Çalışanları Sanatkârlar ve İlgili İşlerde Çalışanlar Tesis ve Makine Operatörleri ve Montajcılar Nitelik Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar
Erkek 10.607 5.434 4.755 4.313 11.084 20.800 16.518 10.927 10.521
Erkek %93 %67 %70 %62 %83 %54 %88 %91 %73
Kadın 800 2.702 1.998 2.600 2.197 17.748 2.189 1.050 3.978
Kadın %0.7 %33 %30 %38 %17 %46 %12 %0.9 %27
Kaynak: TÜİK, İstatistik Göstergeler 1923-2007

Meslek gruplarına göre kadın nüfusun istihdamı TABLO-4/a’ya bakıldığında TABLO-4/b ile ortak özellik gösteren nitelikli tarım, hayvancılık, avcılık, ormancılık ve su ürünleri çalışanlarının en yüksek kadın istihdamı oranına sahip olduğu görülmektedir. En düşük istihdam oranının da %0.7 ile kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler alanındadır. Bu oranı %0.9 ile tesis ve makine operatörleri ve montajcılar alanı takip etmektedir. Üst düzey yönetici, kanun yapıcı ve müdürler arasında kadın oranının az olmasının nedenleri daha önce belirttiğimiz cinsiyet ayrımcılığının birçok etkisini içermekle birlikte burada cam tavan olarak bilinen, kadınların üst düzey yönetim görevlerine yükselmesini engelleyen hukuki düzenlemeler dışındaki görünmeyen engeller karşımıza çıkmaktadır.

Çalışmamızda üzerinde durmak istediğimiz alan olan tesis ve makine operatörleri ve montajcıların oranı da %0.9’la en düşük istihdam oranıdır. Burada da mesleklerin toplumsal önyargılar ve İş Kanunu’ndaki bazı düzenlemelerle de erkek temelli meslekler olarak tanımlanmasından ve kadınlara yönelik bu alanda eğitim olanaklarının olmamasından kaynaklanmaktadır.

Türkiye'de iş kanunumuza göre kadınların bazı işlerde çalışması yasaklanmıştır. Bu yasaklara göre her yaştaki kadınların kablo döşemesi, tünel inşaatı gibi yeraltı veya her türlü sualtı işlerinde çalışması yasaklanmıştır (İK, Madde 68). Bu yasanın gerekçesi, bu işlerin erkek işi olması yani kadınlara uygun görülmemesidir. Aynı şekilde, sanayiye ait işlerde her yaştaki kadınların gece çalıştırılması esas itibariyle yasaktır. Ancak işin özelliği gereği, kadın işçi çalıştırılması gereken işlerde, 18 yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece çalıştırılmasına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlıkları ve Ticaret Bakanlığı'nın ortak hazırlayacakları bir tüzükte gösterilecek şartlar çerçevesinde izin verilecektir (İK, Madde 69).'" Bu çeşit koruyucu yasa uygulamalarının varlığı mesleksel ayırımcılığa neden olmakta hem de bu ayırımcılığı desteklemektedir (Palaz, 2003:97).

Kadınların Çalışma Hayatındaki Yeri İle İlgili Yapılan Çalışmalar
Sanayi devriminden sonra yaşanan gelişmeler ve kadınların çalışma hayatına aktif olarak katılmaları ile birlikte bu alanda yapılan çalışmalar başlamıştır. Kadın işgücü ve çalışma hayatı ile ilgili bir çok uluslararası ve ulusal düzenleme mevcuttur. Cinslerarası eşitsizlik ve kadın işgücü istihdamında sivil toplum kuruluşları da çeşitli projeler geliştirerek kadının eğitim ve iş hayatındaki yeri konusunda önemli çalışmalarda bulunmaktadır. Özellikle öğrenim gören kadın nüfusa pozitif ayırımcılık uygulanarak burslar sağlanması ve mesleki eğitim projeleri ile destek vermektedirler. Bu projelerden biri de Çanakkale İli’nde gerçekleştirilen “Yüzü Gülen Operatörler” projesidir.

Yüzü Gülen Operatörler Projesi
“Yüzü Gülen Operatörler” projesi Birleşmiş Milletler tarafından hedeflenen “Binyıl Kalkınma Hedefleri” nin hayata geçirilmesi ve Türkiye’de de uygulanması amacıyla, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından ortak olarak açılan hibe programı çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bu hibe programına Çanakkale Ticaret Borsası, Çanakkale Mehmet Pehlivan Mesleki Eğitim Merkezi ve Çanakkale Yerel Gündem 21 ortaklığı ile başvurulmuştur. Projenin amacı ise, sadece Çanakkale değil, Türkiye’nin her yerindeki iş sahalarında bugüne kadar sadece erkeklerin çalıştığı bir iş alanı olan, iş makinesi (forklift) operatörlüğü alanında, kadınların da çalışabileceğini ispat etmek ve bu alana kadın eleman yetiştirilmesini sağlamak olarak belirlenmiştir. Projenin yazılma aşamasında görüşülen kadın derneklerinin konuya sıcak bakmaması, gereken desteği göstermemesi nedeniyle projede yer almamışlardır. Bu durum, aslında toplumun kadına biçtiği rollerin ne kadar köklü olduğunu, kadının insan hakları konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının dahi bu toplumsal baskıyı fark etmeden kabul ettiklerini göstermiştir. Projeye başlarken, proje hedefini gerçekleştirme konusunda tedirginlik yaratmasına rağmen bu durum projenin uygulama aşamasında beklenen kadar etkili olmamıştır. Proje çerçevesinde 20 kişinin iş makinesi eğitimi alması planlanmış ve ilk aşamada bu 20 kişiden 5 tanesinin kadın olması hedeflenmiştir. Fakat eğitimler için kayıtlar 130 kişiye ulaşmış ve dikkat çekici bir oranda 14 kadın aday başvuruda bulunmuştur. Kadın adayların ilgisinin beklenenden yüksek olması nedeniyle projede değişiklik yapılarak eğitim alacak aday sayısı 30 kişiye çıkarılmıştır. Başvuran kadın adayların hepsinin eğitimden yararlanması için pozitif ayrımcılık yapılarak proje metninde revizyona gidilmiştir. Eğitimler Mesleki Eğitim Merkezi (Çıraklık Eğitim Merkezi) eğitmenleri tarafından verilmiş olup, eğitimlerle ilgili materyaller de eğitmenler tarafından hazırlanarak basılı halde adaylara dağıtımı sağlanmıştır.

Eğitimler özellikle 08 Mart 2008 tarihinde başlatılmış ve ilk aşamada Birleşmiş Milletlerin Milenyum Hedefleri hakkında bilgiler alan kursiyerler, toplumda kadın istihdamı, kadına yönelik önyargılar ve kadın eğitimi hakkında bilgiler almışlardır. Daha sonra mesleki açıdan teorik bilgilerin verildiği eğitimin üçüncü haftasında uygulama eğitimlerine geçilmiştir. İş makinesi alanında bir üretici olan Komatsu firmasının desteğiyle uygulama eğitimleri bittiğinde, kursiyerler, yine Komatsu’nun destekleri ile İstanbul’da Temsa’nın tesislerinde ikinci bir uygulama eğitimine katılmışlardır. Kursiyerler aynı tarihte yapılan iş makineleri fuarına da katılarak, bu alandaki son yenilikleri inceleme ve izleme imkânına sahip olmuşlardır. Mayıs’2008 sonunda, Birleşmiş Milletler Türkiye daimi temsilcisi Mahmood Ayub’un katılımı ile kursiyerlere belgeleri verilmiştir. Şu anda Çanakkale’de 14 tane kadın forklift kullanma becerisine sahip durumdadır. Bu kadınlardan şimdilik bir tanesi bir gıda firmasında forklift kullanıcısı olarak çalışmaktadır.
Erkek egemen iş alanlarına yönelen kadınların başarabildikleri ender çalışmalardan biri olan proje, Birleşmiş Milletler tarafından 2008 yılı içinde Türkiye’de uygulanan en başarılı proje seçilerek UNDP kitabına girmiştir. Ayrıca proje, BBC Dünya Servisinin açtığı "en iyi uygulama projesi yarışması" na kabul edilmiştir.

SONUÇ
Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Türkiye Kadın Raporu” çalışmamız açısından önem arzetmektedir. Bu raporda özellikle kadın ve erkek arasında var olan eşitsizlikleri gidermek, kadının işgücü piyasasına daha çok katılımını sağlamak ve katılımını kalitesini yükseltmek, onlara gelenekselin dışında da iş alanları açmak için uygulanması gereken politikalar üzerinde odaklaşan Rapor’da sonuç olarak, kadınlara uygulanan çeşitli kısıtlamaların azaltılmasının Türkiye’nin hızlı gelişmesi ve entegrasyonu açısından büyük önem taşıdığı belirtilmektedir (Moroğlu, 1999:35).

Çalışmamız içerisinde yer alan TÜİK verilerine göre kadın işgücünün bilgi ve mesleki eğitimlerinin artırılarak tarım dışı sektörlerde daha yüksek oranlarda istihdam edilmesini sağlamak için öncelikle kadınların eğitim olanaklarını kısıtlayan, ücretsiz aile işçisi olmalarına ve kayıtdışı ekonomide yer almalarına yol açan nedenlerin tespit edilmesi ve bu alanlarda çalışmalar yapılması gerekmektedir. Kadınların eğitim düzeylerinin artmasına karşın tarım dışı alanlarda istihdamdaki oranların artmaması sorunların eğitimle çözülemeyeceğini göstermektedir. Ayrıca kadınların işgücü istihdamında pozitif etkiye sahip olan yasal düzenlemeler yapılarak annelik ve aileye yönelik görevlerini rahatlatacak kreş, çocuk yuvası gibi destek birimlerin de bu alanda etkili olabilecekleri söylenebilir.

Sivil toplum kuruluşları tarafından da bu alanda pek çok eğitim ve proje çalışması yapılmış olmakla beraber çalışmamızda bahsettiğimiz “Yüzü Gülen Operatörler” projesi kadın-erkek eşitliğini pekiştirecek, erkek temelli sektörlerin kadın istihdamı konusunda daha açık olmasını sağlayacak önemli bir katkı sağlamıştır. Proje, erkek temelli meslek tanımı yapılan alanlarda kadın işgücüne eğitim verilerek istihdam konusunda olanaklar tanınması bu sektörlerin de daha fazla gelişime açık olmasını sağlayarak, kadının her alanda başarılı bir şekilde üretime katkıda bulunabileceğinin iyi bir göstergesidir.

KAYNAKÇA
Akın, A., ve S. Mıhçıokur, “Kadının Statüsü ve Anne Ölümleri”, www.huksam.hacettepe.edu.tr/Turkce/SayfaDosya/kadinin_statusu_anne_olumleri.pdf -
Aytaç, S., (1999), “Çalışma Yaşamında Kadın ve Kariyer”, TİSK, Türkiye De Kadın İşgücü Seminerleri I-II, TİSK Yayınları, Yayın No.192, Ankara.
Cam, E., (2003), “Türk İstihdam Politikasında Çalışan Kadınlar ve Uygulanan Politikalar-1”, Çelik İş Sendikası Aylık yayın Organı, Yıl:3, Sayı:11.

Demirhan, Adakale, E.F. ve M. Ekonomi, (2005), “Türkiye’de Kadın İşçilerle İlgili Koruyucu Yasal Düzenlemeler Ve 4857 Sayılı Yeni İş Kanunu İle Getirilen Yenilikler”, İtüdergisi/d Mühendislik, Cilt:4, Sayı:5, ss.55-67

Gönüllü, M ve G. İçli, (2001) “Çalışma Yaşamında Kadınlar: Aile ve İş İlişkileri”, C.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:25, No:1, ss.81-100

Moroğlu, N., (1999), “Kadınlarımızla Birlikte 10 Yıl”, İ.Ü.Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Kadın Araştırmaları Derneği (1989-1999), İstanbul

Örücü, E., R.Kılıç ve T.Kılıç, (2007), “Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir İli Örneği”, Yönetim ve Ekonomi, Celal Bayar Üniversitesi, İİBF Dergisi, Yıl:2007, Cilt:14, Sayı:2, Manisa.

Özer, M. ve K. Biçerli, “Türkiye’de Kadın İşgücünün Panel Veri Analizi”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1(3).

Palaz, S. (2003), “Türkiye'de Cinsiyet Ayırımcılığı Analizinde Neoklasik Yaklaşıma Karşı Kurumcu Yaklaşım: Eşitliği Sağlayıcı Politika Önerileri”, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:6, Sayı:9, ss.87-111.

Tatlıdil, E. Ve Y. Xanthacou, (2008), “Türk İşgücünün Yapısı Ve Avrupa Birliği İstihdam Politikaları”, www.eab.ege.edu.tr/pdf/2_2/C2-S2-M1.pdf -, Ege Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, ss.11.

Taşkıran, T., (1973), “Cumhuriyet’in 50. Yılında Türk Kadın Hakları”, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı Cumhuriyet’in 50. Yıldönümü Yayınları:5, Ankara

Türkiye İstatistik Kurumu-(TÜİK), İstatistik Göstergeler 1923-2007, ISSN 1300-0535

Türkiye İstatistik Kurumu-(TÜİK), İşgücü, İstihdam Ve İşsizlik İstatistikleri Sorularla Resmi İstatistikler Dizisi-1, 2007

“Türkiye’de Emek Piyasasında Kadınların Durumu”, TÜRK-İŞ Raporu, 2005

Yaşar, O., (2007), “Türkiye’de Kadın Eğitimi, Kadınlara Ait Diğer Göstergeler ve Çanakkale İli Örneği”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, Cilt:4, Sayı:1, Yıl:2007, ISSN:1303-5134, www.insanbilimleri.com

Yetim, N. (2002), “Sosyal Sermaye Olarak Kadın Girişimciler: Mersin Örneği”, www.eab.ege.edu.tr/pdf/2_2/C2-S2-M1.pdf -, Ege Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt 2 Sayı 1 .

http://www.genbilim.com/content/view/1774/86/, “Tarihsel Süreçte Kadın İşgücü”
http://sites.google.com/site/yuzugulenoperatorler/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enerji üretiminde değişim ve Kooperatifler

TÜRKİYE'DE ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN İLK ADIMLARI