Ekolojik Bayramiç

1980 sonrası ülkemizde yasak olan siyaset alanı içinde yeni oluşumlara izin verilmedi. Fakat dünyadaki gelişmeler o kadar hızlı gelişiyordu ki, ne kadar yasaklasanız da bazı alanlardaki gelişmelere engel olamıyordunuz. Bunların en dikkat çekici göstergesi, özellikle Avrupa’da hızla gelişen yeşil ekolojik hareket idi. 1970’lerin ikinci yarısında ve 1980’lerde tüm dünyada, özellikle de kıta Avrupa’sında “Yeşil Parti”lerin gelişimini yakından izledik. Tıkanan doğal yaşam için, kendisini sınırlayan ve kontrol altına almaya çalışan kapitalist sisteme karşı, sol hareketlerin dışında, tamamen insani duygular çerçevesinde bir alternatif gelişti. 1988 yılında ülkemizde de ilk Yeşiller Partisi kuruldu. Çok uzun soluklu olmasa da özellikle bölgemizde Geyikli ve çevresinde çeşitli etkinlikler yaptılar. Onlar sayesinde Çanakkale sınırları içinde ilk çevre hareketleri gelişme gösterdi. Daha sonra Çanakkale Çevre Derneği ve Termik Santral İnisiyatifi ile bu hareketler belli noktalara taşındı.
Son yıllarda, özellikle Ekolojik Tarım anlayışının gelişmesi çerçevesinde Kazdağılarında ve Küçükkuyu çevresinde bazı sivil girişimlerle, artık doğal yaşam biçimini kabul eden ve bu anlayış çerçevesinde yaşamlarını idame ettiren bazı bireysel ve küçük gruplardan oluşan etkinlikler gördük. Ama son iki yılda artık süreç farklı bir şekil de almaya başladı. Artık küçük gruplar değil direkt köy içinde yaşayan ve burada da tamamen doğal koşullarda yaşamı tercih eden insanlardan ve topluluklardan söz etmemiz gerekir.
Bunların ilki olmasa da öncüsü, Adatepe köyüne yerleşenlerin oluşturduğu bir ekolojik yaşam biçimini “Taşmektep” ile neredeyse hepimiz duyduk. Onu hemen yakınında kurulan İmece Evi grubu izledi. Harika sonuçlar verdiler. Ekolojik turizm anlayışını bizlerle tanıştırdılar. Fakat son iki yılda özellikle Bayramiç ve çevresinde yeni yerleşimler oluştu. Permakültür alanında kendilerini ifade eden Bayramiç Yeniköy grubu, yerli tohumların önemi ve permakültür felsefesinin yaygınlaşması için büyük çabalar harcıyor. Bu hafta sonu Bayramiç Belediyesi ile birlikte tohum takas şenliğini organize ediyorlar. Yerel tohumların ve geleneksel üretimin önemi üzerine bir toplantı gerçekleştiriyorlar. Aynı grup Haziran ayı başında, “Ekolojik Mimari” atölyesi ile, saman ve çamur karışımı ile ekolojik evlerin imalatı üzerine bir çalışma gerçekleştirdiler. Bu hafta sonu ise Greenpeace, TEMA ve Ege Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültelerinin de katılımı ile “Kazdağları ve Altın Madenciliği” paneli de gerçekleşti.
Agrida Tarım ise diğer bir alternatif. Kadıköy Maarif Koleji 75 mezunları kendi aralarında bir grup kurarak, doğada doğal yaşam için bir alternatif belirlediler. Cazgirler köyünü mesken tuttular ve tamamen doğal yaşam biçimini belirlediler. Günlük hayatın tüm modern ürünlerini (TV gb.) reddeden grup, 12-14 Ağustos tarihleri arasında Amerika’dan gelen bir uzman eşliğinde “Ekolojik Ayak İzini Azalt” adı altında bir kamp düzenliyorlar.
Buğday Ekolojik Yaşam Derneğinin Türkiyede uygulamaya koyduğu “TaTuTa” (Tatil-Turizm-Tarım) çiftlikleri Çanakkale’de neredeyse onu buldu. Her geçen gün de artmaya devam edecek gibi. Çamtepe’de kurdukları Ekolojik Yaşam Kültür Merkezi’nde neredeyse her hafta sonu, çok özel etkinlikler yaşanıyor. Bu hafta sonu “Doğa Gözlem Okulu” gerçekleştirildi.
Kısacası, Bayramiç özelinde, ama Çanakkale merkezli doğal yaşam şekli değişiyor. Doğal yaşam, artık bir yaşam biçimi oluyor. Bu konu daha çooook uzar. Devam edeceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Enerji üretiminde değişim ve Kooperatifler

TÜRKİYE'DE ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN İLK ADIMLARI

2009 Sakarya Ünivesitesi Kadın Sempozyumu Bildirisi