(Tüm zorluklarına rağmen) Enerji Değişimi Yaşayan Ülkem
Kıta Avrupa’sında neredeyse bütün
ülkeler önlerine bir hedef koydular ve kömür ile nükleerden tamamen bağımsız
enerji üretecekleri tarihleri belirlediler. En son İngiltere 2025 yılına kadar
var olan tüm kömür santrallerini kapatacağını duyurdu. Portekiz bir deney yaptı
ve kömür santrallerini hiç devreye almadan (bakın bu çok önemli-her olasılığa
karşı yine de en düşük kapasite ile çalıştırdı bu deney boyunca) dört gün
boyunca ülkesinin tüm enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağladı. Kömür
ve petrol gibi fosil yakıtlara yeni yatırımlar neredeyse tamamen durduruldu. İngiltere
gibi bir kömür ülkesi, kömür yatırımlarını azaltıyor. Hatta o yağmurlu havasına
rağmen güneşten elde ettiği enerji geçen ay kömürden üretilenden daha fazla
oldu (1). Nükleerin ise adı bile anılmaz
oldu. Şu anda özellikle kıta Avrupa’sında eski nükleer yatırımlarının sökülme
maliyetleri tartışılıyor. Bunu nereden ve nasıl karşılayacaklarını
tartışıyorlar.
Tabii
bunlar bizim için geçerli değil demeyin. Bizde de benzer konularda konuşmalar
yapılıyor, ama yatırıma bir türlü dönmüyor. Tam bunları düşünür iken, dünyadaki
gelişmelerden uzak kalamayacağımız gerçeği ile bir kez daha karşılaştım. Aşağıdaki
tablo işte tam da bunu gösteriyor. Enerji Enstitüsü’nün yaptığı grafik çalışması,
son bir yılda sadece güneş enerjisine yapılan yatırımı aylara göre gösteriyor.
Nisan 2015 sonunda güneş enerjisinde kurulu gücümüz 63,9 MW iken, Nisan 2016
sonunda 357,7 MW’a çıkıyor. Haziran 2016 sonunda ise 443,3 MW olacak. Bu kadar
hızlı bir gelişme başka hiçbir sektörde yok. Fark 14 ayda yaklaşık %700.
Yenilenebilir
enerji mevzuatımız halen yetersiz ve çok kısıtlayıcı. Devletimiz ne yazık ki
halen termik santralleri teşvik ediyor, nükleer konusunda da geri adım atmıyor.
Tabii ki bunları da enerji ihtiyacımıza bağlıyor. Ama sadece iletim
hatlarındaki kaybı engelleyebilsek (ki tüm dünya ülkelerinde bir kayıp vardır
ama bizdeki kayıp %14, dünya ortalaması ise sadece %7), kurmak istenilen iki
nükleer santralden elde edeceğimiz enerjiye gerek kalmayacak. Tüm bunlara
rağmen halen yenilenebilir kaynaklara yatırım son hızla ilerliyor. Bu yazıyı
yazmak için oturduğumda Zorlu grubunun 520 MW gücünde bir rüzgar enerjisi
yatırımı için başvurduğu haberini aldım. Gerek yatırımcı gerekse son tüketici,
enerji kaynaklarında dışa bağımlı olmak istemiyor. Yenilenebilir kaynaklardan
enerji üretmek ve bu alanda gelişmek istiyor. Bunda tabii ki, enerji
maliyetlerinin yüksekliği de etkili oluyor. Bunun için de son iki yılda yenilebilir
enerji yatırımları maliyetlerinde büyük düşüşler yaşanıyor (2). Bu gelişme
hızla yenilenebilir enerji alanında yeni yatırımcıların alana girmesine neden
olacağı gibi, bu alanda istihdamı da arttıracak. Baskı da innovasyon ve bu
alandaki gelişmeyi hızlandıracak.
Yakın
bir zamanda çok farklı bir Türkiye göreceğiz ve devlet yine yol açıcı olarak
değil sonrasında gelen taleplere göre düzenleme yapan konumda kalacak. Bu görünümden
bir an önce vaz geçilip, fosil yakıtlardan kurtulup, yenilenebilir enerjiye
geçişin önünü açmamız gerekiyor. Zaten yatırımcı ilerliyor. Dünyadaki bu trendi
geri çevirme veya ret etme, durdurma şansı kimsede yok. İlerleme kaçınılmaz.
Bu alanda
bugüne kadar konuşan, yayın yapan, bilimsel çalışma yapan kısaca herkesin bu
gelişmede payı var. Hepsine bir teşekkür borcumuz var.
Yorumlar