Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri demokratiktir
Enerjinin
üretimi konusu, son dönemde üzerinde en çok konuşulan alanlardan bir tanesi.
1960ların başına kadar enerjinin üretimi ve dağıtımı sadece devlete ait idi.
Dünya kapitalizmi mal üretebilmek için enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu enerjiyi de
doğal olarak en ucuza sağlaması gerekiyor. Yüksek maliyetli yatırımları da tek
başına yapamadığı için, bu alandaki yatırımları devlet üstleniyordu. Fakat
sektördeki gelişmeler ve ucuzlama, kapitalizmin yeni alanlara yatırım ihtiyacı,
sermaye gruplarının enerji sektörüne yatırım yapmasını sağladı. Doğal olarak da
o güne kadar bilinen üretim biçiminin modernize edilerek yeniden kullanılması
en çok tercih edilen yol oldu.
Bu kadar uzun
girizgaha gerek yok idi. Sadece enerji üretiminin devlet ve sermaye gruplarının
elinde olduğunu yazmak yeterli idi. Ama biliyoruz ki, enerji sadece bu iki
kesime ait değil. Çünkü fizik kanunlarına göre her yerde enerji var. Yani
elektrik üretmek için sadece kömür veya doğalgaz yakmamıza gerek yok.
Yenilenebilir enerji kaynakları gibi, daha nice alanda zaten var olan bu
enerjinin açığa çıkarılması ve kullanılabilir hale gelmesi gerekiyor. Ama o
kadarına da gitmemize gerek yok. Sadece enerji kaynaklarının kullanımını daha
demokratik hale nasıl getiririz sorusuna cevap aramak bile bizim için yeterli
olacak sanırım.
Enerjiyi biz
bugün daha çok elektrik enerjisi olarak kullanıyoruz. Bunu da üretmek için iki
yol kullanıyoruz. Kirli olarak addettiğimiz fosil yakıtları tüketerek veya
nükleer enerji ile. Bir de temiz yolla ki bunu da yenilenebilir yollarla
yapıyoruz. Kirletici yöntemlerin verdiği zararlar ortada ve özellikle iklim
değişikliğine neden olmaları karşısında bizim önceliğimiz tabii ki
yenilenebilir enerji kaynakları olmalı. Yenilenebilir enerji üretimi için henüz
yeni bir sistem ve maliyetleri de yüksek diyerek, özellikle sermaye grupları bu
alana yatırımdan kaçındılar. Sadece bazı ileri görüşlü gruplar bu alana yatırım
yapıp ilk olmanın avantajını yakalamak istediler. Bu yeni yatırım alanı da
doğal olarak halen istenilen hız ve kapasitede gelişemedi. Bunun için de farklı
üretim modelleri üzerinde insanlar çalışmaya başladı. Bu üretim modellerine de
belki hepimizin bildiği ve tanıdığı kooperatif modeli bir çözüm oldu. Bugün
özellikle kıta Avrupa’sı, kuzey Amerika ve Avustralya’da gelişen bu model ile
insanlar kendileri elektrik üretimi alanına girmiş oldular. İlk aşamada küçük
ve yerel düzeyde başlayan bu girişimler, kendi ihtiyaçlarından fazla üretmeye
başladıklarında da bunu fazla üretimi ulusal şebekeye veya farklı tüketicilere
satmaya başladılar. Neticede bu hakkın elde edilmesi ve kullanılabilmesi için
verdikleri politik mücadele de yörede yaşayanların demokratik gelişimine olumlu
etki yarattı.
Kooperatifleri
sadece üretim mekanizmaları olarak görmemek, aynı zamanda sosyal hayatın
planlamasında etkili olan kurumlar olarak da görmek sağlıklı sonuçlar
yaratacaktır. Buna en iyi örnek, kuzey İtalya’da Alp dağlarının yamaçlarındaki
küçük köylerdeki kooperatifleri gösterebiliriz. Burada günlük yaşamı da
organize eden, planlayan ve destek veren kooperatifler posta hizmetlerinden,
çöplerin ayrıştırılması ve toplanmasına kadar birçok günlük yaşam pratiklerini
de organize ediyor. Ve tabii bu tür hizmetler, yerel halkın kendi günlük yaşam
kalitesini arttırdığı gibi, demokratik hakların kullanımı ve geliştirilmesine
de etki ediyor.
Yenilenebilir
Enerji Kooperatifleri, günlük hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan enerjinin
üretimi üzerine yoğunlaşır iken, kirli üretim metotları ile enerjinin elde
edilmesine yerelden birer alternatif ses olarak çıkacaklar ve demokrasi
mücadelesinin de birer unsuru olacaklardır.
Yorumlar